Kayıtlar

Karıncalar Arasındaki Muhteşem Dayanışma

Resim
Yaprak kesici karınca kolonisinin orta boylu işçileri hemen hemen tüm günlerini yaprak taşıyarak geçirirler. Yanlarında da sürekli daha küçük boylu işçi karıncalar ile dolaştıkları görülmüştür. Önceleri bunun sıradan bir durum olduğu zannedilmiş ancak daha sonra bu hareketin sebebi araştırılmaya başlanmıştır. Uzun bir inceleme sonucunda ortaya çıkan sonuç, gerçekten şaşırtıcı bir işbirliğidir. Yaprak taşımakla görevli olan orta boy karıncalar, kendilerine düşman olan bir sinek türüne karşı ilginç bir savunma yöntemi kullanmaktadırlar. Düşman sinek, yumurtalarını bırakmak için son derece farklı bir yer seçmiştir; her karıncanın baş kısmına bir tane yumurta bırakır. Karıncanın vücudunda zamanla gelişip yumurtadan çıkan yavru sinek, hayvanın beynine kadar ilerleyerek ölümüne sebep olur. İşte işçi karıncalar, yanlarında küçük boy yardımcıları olmadan, her an saldırmaya hazır bu sinek türüne karşı savunmasız kalırlar. Normal zamanlarda üzerlerine konmak isteyen sinekleri makasa benzeyen...

Hiç Durmadan Yüzen Tuna Balıkları

Resim
Tuna balıkları, Allah'ın sonsuz gücünün ve yaratma sanatının muhteşem birer örneği olarak diğer balıklardan farklı özelliklerle yaratılmışlardır. Tuna balıkları saatte ortalama 8 km hızla hareket ederler, fakat bazı durumlarda birkaç saatte 72 km hıza kadar çıkabilmektedirler.  Köpek balıklarında olduğu gibi Tuna balıklarında da onları su üstünde tutmaya yarayan gaz kesesi bulunmaz. Bu nedenle batmamak için sürekli yüzmek zorundadırlar. Yapılan araştırmalar, hiç dinlenmeden yüzen Tuna balıklarının ortalama 50 günde Florida'dan Norveç sahillerine kadar, yani 8.000 km'nin üzerinde bir mesafe katettiklerini göstermiştir. Başka hiçbir kemikli balık açık denizde bu kadar geniş çapta yer değiştirmez. Su havadan 800 kez daha yoğun olduğundan suda hareket etmek son derece zordur. Hiç durmadan yüzen Tuna balıkları da bu sebeple çok fazla besine ihtiyaç duyarlar. Günlük olarak vücut ağırlıklarının onda biri kadar besin tüketirler. Allah her canlıyı çeşitli özelliklerle yaratmıştır v...

Yavrularına Karşı Şefkat Dolu Grebe Kuşları

Resim
Grebeler yavrularını sırtlarında taşırlar; bu nedenle ebeveynler yavrular için adeta yüzer bir yuva gibidir. Yavrular anne babalarından birinin sırtına çıkar. Anne, yavrularının üstünden düşmemesi için kanatlarını hafifçe yukarıya doğru kaldırır ve başını yana doğru uzatarak yavrularını gagasına aldığı besin parçalarıyla besler. Bilinci olmayan bu canlılar yavrularının bütün sorumluluğunu üstlerine alırlar. Öyle ki, onları ileride karşılaşacakları tehlikelerden koruyacak önlemleri dahi eksik bırakmazlar. Fakat Grebeler'in yavrularına verdikleri ilk şey gerçek bir besin değildir. Grebeler yavrularına ilk olarak su üstünden topladıkları ya da göğüslerinden kopardıkları tüyleri yedirirler. Her yavru oldukça fazla miktarda tüy yutar. Peki acaba bu ilginç ikramın sebebi nedir? Yavruların yedikleri bu tüyler sindirilemez, ancak yavrunun midesinde birikir. Bir kısmı bağırsağa açılan noktada keçeleşir. Balıkların kılçıkları ve diğer besinlerin sindirilmeyen kısımları burada birikir. B...

Dünyada Benzeri Olmayan Yer; Slope Point

Resim
Yeni Zelanda’nın güney sahillerinde bulunan Slope Point bölgesi, yıl boyunca sert rüzgâr alan bir yer olmasıyla biliniyor. Bu bölge  güney kutbundan 4800 km ve ekvatordan 5100 km uzaklıkta yer almasından ötürü hayal edilemeyen bir hava koşuluna sahip. Oldukça zor hava koşullarına sahip olmasına rağmen aynı zamanda sıradışı bir güzelliğe de sahip. Burayı bu kadar özel kılan şey, dünyanın rüzgâr tarafından şekillendirilen tek ağaç topluluğuna sahip olması. Bu bölgede yıl boyunca o kadar sert rüzgârlar esiyor ki, ağaçların gövdeleri zaman içinde bu rüzgârlara direnemiyorlar ve eğim almaya başlıyorlar. "Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "OL" der, o da hemen olur." (Bakara Suresi, 117)

Arılar Olmasaydı Insan Ömrü Yalnızca 4 Yıl Olurdu!

Resim
Ünlü bilim adamı Albert Einstein “Arılar yeryüzünden kaybolursa insanın 4 yıl ömrü kalır.” demiştir. Wurzburg Üniversitesi’nin arı uzmanı Prof. Tautz, Einstein’ın sözlerinin bilimsel bir gerçek olduğunu ifade edip; “Arılar taşıdıkları polenlerle 130 bin farklı bitki türünün üremesini sağlar. Bir kovandaki arılar 1 günde 400 kilometrelik bir alanı dolaşarak 1 milyon çiçeğin döllenmesini sağlar. İşte bu sona erdiğinde yenebilen bitkiler ve meyveler ortadan kalkar. Bitkiyle beslenen hayvanlar ve daha sonra da insanlar ölür.” şeklinde bir açıklama yapmıştır. Arıların yeryüzünden yok olması durumunda sadece 4 yıl yaşayabileceğimizi bilmek, gerçekten korkumuzu ve şükrümüzü arttıran bir durumdur. Dünya üzerinde birbirine bağımlı ortak bir yaşam sürdüren birçok canlı vardır. Dünya üzerindeki dengeye ve uyuma vesile olan  milyarlarca canl ı lar vesile k ı lm ı ş . Elhamdulillah Göklerin ve yerin mülkü O'nundur; çocuk edinmemiştir. O'na mülkünde ortak yok...

Uçan Sincapların Hayranlık Uyandıran Özellikleri

Resim
Uçan sincaplar Allah'ın sonsuz yaratma sanatını bizlere tanıtan milyonlarca canlı türünden biridir. Boyları 45 cm ile 90 cm arasında değişen Uçan sincaplar, Avustralya'da yaşar. Bir ağaçtan diğerine bir planör gibi uçarak geçen bu canlıların bütün türleri ağaçlarda yaşamlarını sürdürürler. Bu canlılar uçmak için kollarının arasında bulunan uçma zarını kullanırlar. Şeker uçanı adı verilen türün uçma zarı, ön bacaklardan arkadakilere uzanır; dardır ve püsküle benzer uzun tüyleri vardır. Diğer türlerde ise bu paraşütümsü yapı kürklü deriden oluşan bir zar halindedir. Bu zar ön ayağın bileğine kadar uzanır. Uçan kuskus, bir ağacın gövdesinden fırlar ve gerilmiş derinin planöre benzeyen etkisiyle bir seferde 30 metrelik bir uzaklık aşabilir. Büyük uçan sincaplar ağaçlar arasında planör gibi kayarlar. Bu canlıların arka arkaya 6 kaymayla 530 metrelik bir mesafe alabildikleri gözlenmiştir.  Görüldüğü gibi uçan sincaplar kendilerine has özelliklere sahiptirler. Yeryüzündeki milyonlar...

Şaşırtıcı Özelliğiyle Usta Kimyager; Bezuar Keçisi

Resim
İsmi Farsça’da ilaç anlamına gelen Bezuar Keçisi  özel bir yetenek ile yaratılmış,  d oğadaki usta kimyagerlerden birisidir.   Bu keçi türünün en önemli özelliklerinden biri, kendisini nasıl tedavi edeceğini bilmesidir. Eğer bu keçiler bir yılan tarafından ısırılırsa,  hiç vakit kaybetmeden  çevrede yer alan sütleğen bitkisinden yemeye başlarlar. Bu bitkinin özelliği incelendiğinde ise, Bezuar keçilerindeki eşsiz yetenek açıkça ortaya çıkmaktadır. Çünkü sütleğen bitkisinin yapısında bulunan ‘’Öforbon’’ maddesi, kana karışmış olan yılan zehrini tamamen etkisiz hale getirir.  Bu olaydaki ilginç ve şaşırtıcı nokta ise, bu keçilerin günlük otlamaları sırasında, kesinlikle sütleğen bitkisini yememeleridir. Bezuar Keçisi bu bitkiyi, sadece yılan tarafından ısırıldığında yer ve tedavi amacıyla kullanır. Yani bu keçi türü, hangi bitkinin neye iyi geldiğini bilmektedir.  Bezuar keçilerindeki bu mucizenin sebebi yaşamlarını sürdürebilmeleri için Allah'ı...